Arkadaşlar Web Sitemize Hoşgeldiniz.

  En başta olan ''ANASAYFA'' bölümünden gerekli yazıları bulabilirsiniz. Burada amacımız insanların sağlık için öğrenmek istediği bilgileri sunmaktır.
   2. kısımda '' HAKKIMIZDA'' bölümünde ise bizi daha çok tanıyabilirsiniz.
   3. kısımda ''ZİYARETÇİ DEFTERİ'' bölümüne sayfamız için yorumlarınızı yapabilirisiniz.
   4. KISIMDA "RESİM GALERİSİ" bölümünde ise son paylaştığımız veya önceden paylaştığımız fotoğrafları 
görebilirsiniz.
 
 
                                                                                                                                                                                        Sevgilerimle;
        
                                                                                                                                                                                                             SAĞLIK
    

 

Sağlığın Başı Beslenme...

Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme, herkes için özellikle de çocuklarımız için çok önemlidir. Çünkü yetersiz ve dengesiz beslenen çocukların, bedensel ve zihinsel gelişimleri geri kalıyor, sağlık sorunları ağır ve uzun sürüyor.

Çocukluk döneminde kazanılan beslenme alışkanlıkları yaşam boyu sürmektedir. Çocukları yetişkinlerden farklı kılan en önemli özellik, sürekli büyüme süreci içinde olmalarıdır. Bu süreç; beslenme, genetik yapı, cinsiyet, çevresel faktörler, sosyo-ekonomik durum, kültür ve gelenekler gibi çeşitli etmenlerin etkisi altındadır. Bunların arasında en önemlisi de kuşkusuz beslenmedir.

Kalıtsal özelliklerin ve çevresel faktörlerin kontrol edilmesi her zaman mümkün olmasa da; çocuklarımıza kazandıracağımız doğru beslenme alışkanlıklarıyla, ülke olarak daha sağlıklı, huzurlu, verimli ve mutlu yarınlara adım atabiliriz.

Gerek ailede, gerekse okulda beslenme eğitiminin yeterli düzeyde olmaması, hatalı beslenmealışkanlıklarının kazanılmasında önemli yer tutmaktadır. Öğün atlama, şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketimi, bu alışkanlıkların başında yer alıyor.

Çocuk ve gençlerin sahip olduğu yanlış beslenme alışkanlıkları, önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Çocukluk dönemindeki bu hatalı beslenme uygulamaları; yüksek tansiyon, kalp ve obezite (aşırı şişmanlık) gibi hastalıklar için temel risk faktörü oluşturuyor.

Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı, öğün atlanılmamalıdır. Süt içme alışkanlığı mutlaka edinilmelidir. Kemik sağlığı için, kalsiyum yönünden zengin süt, peynir, yoğurt tüketimine özen gösterilmelidir. Bol miktarda sebze-meyve ile günde en az 8-10 bardak sıvı tüketilmelidir. Şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketiminin, bir çok hastalığı beraberinde getirdiği unutulmamalıdır.

Sağlık İçin SPOR

 

Spor ve Sağlık 
Sporun her dalı insan sıhhati için faydalıdır. Fakat zaman, yaş ve ortam göz önünde bulundurularak sistemli olarak yapılan spor sağlık için faydalıdır. Spor yapmanın yaşı yoktur. Spor bedeni ve ruhi kabiliyetleri düzenli, dengeli, gayeye uygun olarak geliştirmek ve gereğinde bunlardan en iyi biçimde faydalanmak için yapılır.

Spor tesis, öğretim ve eğitim, malzeme ve spor organizasyonundan ibaret olan temel faktörlerin bir arada ve beraber bulunduğu ortamda var olur ve gelişir. Bu ortamların olmadığı ve bilgisizce yapılan sporlar sağlık için fayda yerine zarar getirir. Faydalı veya zararlı spor yoktur. Herhangi bir tür spor ferde göre faydalı da zararlı da olabilmektedir. Ferdi yapılan spor faaliyetleri kişinin karekterini meydana getirirken, takım sporları ise oyun arkadaşları ile ekipleşme ruhu ve dayanışma vasıflarını geliştirmekte, dolayısıyla sporculuk ruhu, eşitlik, beceri, nefse hakimiyet ve nezaketi bir araya getirmektedir.

Spor Neden Yapılır? 
• Tembelliği ve isteksizliği yenmek,
• İlgi duymayı geliştirmek,
• Streslerden uzaklaşmak,
• Vücudu çalıştırmak,
• Yaşlanmayı geciktirmek,
• Enerjiyi harcamak, boş zamanı değerlendirmek,
• Vücudun kapasitesini artırmak,
• Dolaşım sisteminin normal değerlerde çalışmasını sürdürmek,
• Sistemleri daha fazla çalışmaya hazırlamak,
• Refleksleri hızlandırmak,
• Hareket ve sinir sisteminin aktivitesini sürdürmek, artırmak,
• Kasların kasılma sürelerini azaltmak,
• Kendine güveni ve yaşama gücünü artırmak,
• Spor oyunlarını beceri haline getirmek ve uygulamaktır.
Spor, ileri yaş hastalıklarından olan dejeneratif eklem hastalıklarını önler. Kas, eklem ve sinir sistemi hastalıklarını rehabilite eder.

 

 

Sağlık İçin Su...

Su ve Sağlık


Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve beslenmemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsan, besin almadan haftalarca canlılığını sürdürmesine karşın, susuzluk durumunda ancak birkaç gün yaşayabilir. İnsan vücudunun su içeriği yaşa ve cinsiyete göre %42 ile 75 arasında değişmekle birlikte yetişkin insan vücudunun ortalama %59u sudur. Vücut fonksiyonlarının çalışmasında, metabolizmanın dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonunun gerçekleşmesinde su son derece önemli rol oynamaktadır.

 

Su;

- Beynin %75'ini oluşturur.

-Vücut ısısını dengeler.

- Eklemleri aşınmaktan korur.

- Kasların %75'ini oluşturur.

- Besin ve oksijyenin hücrelere taşınmasına yardımcı olur.

 

Sağlıksız Yaşama Sonucunda Çıkan Hastalık "OBEZİTE"

İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.

 

Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.

 

Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.

 

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.

 

Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

 

Günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

 

Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.

 

Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

 

 

Diş Sağlığı

 

 Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunları arasındadır. Ancak hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir

Ağız sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar. Ağızla aldığımız yiyecekler çiğnenip, tükürükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getirilirler. Ağız aynı zamanda konuşmaya yardım eder. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli yan görevleri de bulunmaktadır. 

 

Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede ve/veya ısırmada da zorluk olur. Dişlerin gelişim süreci içerisinde ilk çıkan süt dişleri, daha sonra yerlerini  kalıcı dişlere bırakır.  

 

Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve  kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebilir. 

 

Ağızda ve dişlerde yapısal ve işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması, ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu “ağız ve diş sağlığı”nın varlığını gösterir. 

 

Diş Çürümesi

Diş çürüklerinin oluşmasında üç temel etmen bulunmaktadır: Duyarlı bir diş yüzeyi, mikroorganizmalar için elverişli yiyecek artıkları, bunların parçalanmasına ve asit oluşumuna yol açacak mikroorganizmaların varlığı. Besinler içinde diş çürümesine en çok neden olanlar karbonhidratlar, yani kabaca, şekerli gıdalardır. 

 

Dişler düzenli olarak fırçalanır ve bakımlarına özen gösterilirse, mikroplar onlara zarar veremezler. Diş çürüğü, dişte oyuklar yaparak dişin yapısını bozan ve kendi kendine iyileşmeyen bir hastalıktır. 

 

Dişler iyi temizlenmeyecek olursa, üzerinde besin artıkları ve mikroplar birikir. Ağız içerisindeki bakteriler yiyecek artıklarındaki şekerli maddeleri kullanarak onu saydam, yapışkan bir madde haline getirir ve dişler üzerine yapışmasını sağlar. Bu birikintilere plak denir. Bu plaklar bakterilerin diş üzerinde tutunmalarını da kolaylaştırırlar. Besinlerin tatlandırılması için kullanılan şekerli maddelerin içinde bulunan asit, dişlere zarar verebilir, ancak bakterilerin kendileri de asit oluşturabilmektedir. Asit diş minesinin erimesine neden olur. Böylece oluşan erime bölgelerinden giren mikroplar kolayca alttaki yumuşak dokuya ulaşabilirler.

 

 Diş Eti Hastalıkları

Dişin diş eti dışında görünen bölümü diş minesi denilen sert bir tabaka ile kaplanmıştır. Bunun altında daha yumuşak bir yapı vardır. En içte ise diş özü vardır. Burada bol miktarda damar ve sinir bulunur. Diş gövdesi diş etine ve onun altındaki kemiğe girdiği bölümde daralır. Bu bölüme dişin boyun bölümü denir. Çene kemiği içinde kalan bölümüne ise dişin kök bölümü adı verilir. Diş kökü diş yuvasında çene kemiğine özel doku uzantıları ile sıkıca bağlanmıştır. Diş eti hastalıkları, diş çürükleri ağız kokusuna neden olabilir. Ağız kokusu olduğunda nedeni araştırılmalıdır. 

 

 

 

Diş eti hastalıkları en önemli diş sağlığı sorunları arasındadır. Ağız hijyeninin bozukluğu ile yakından ilişkilidir. Başlangıç döneminden itibaren diş etleri kolay kanar. Diş eti kanamalarında diş hekimi muayenesi zorunludur. Diş etleri, diş yuvaları ve ağız tabanındaki iltihaplanmalar genel olarak diş eti hastalığı olarak bilinmektedir. Diş üzerindeki plaklar bunun en önemli nedenidir. Tedavi edilmeyen diş eti iltihapları çene kemiğinin de iltihaplanmasına ve zarar görmesine yol açabilir. 

 

Diş çürüğü, diş eti hastalıkları, sinüzit, bademcik iltihabı, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sorunları, ağız bakım yetersizliği ağız kokusuna neden olabilir. Bu hal, sosyal ilişkileri de etkiler. Bazı metabolizma hastalıkları da ağızda kendine özgü kokular yapabilir. 

 

 

 

 

 

Fıtık İçin Öneri;

 

FITIK; Omurga kemikleri arasında yer alan disk materyalinin yaşlanma veya travma sonucunda yırtılması, parçalanması ve kanal içine doğru yer değiştirmesi neticesinde omurilik ve sinir köklerine bası yapması durumudur. Bu basının neticesinde ağrı, hissizlik ya da kuvvetsizlik ile karşılaşılabilir. Bulgular bel veya bacakta, omuzlar veya kollarda sağda ya da solda ya da her iki tarafta görülebilir.

                Tanıyı koymak kolaydır çünkü ağrı ile başlayan şikâyetler bir süre sonra kollar da veya bacak lar da his kaybına neden olacak kadar ileri gidebilir ve hasta doktora geldiğinde genel olarak fıtık artık ameliyatlık durumdadır.

 Çözüm tabi ki formda kalmak geçer. Yüzme en çok önerilen branştır. Özellikle sırt üstü yüzme en iyi gelen stildir. Fazla kilolardan kurtularak omurganın yükünü atmak ta spor un çözüm oluş nedenidir.

 

Mide Bulantısı Ve Kusma Hakkında Bilmeniz Gerekenler...

Mide bulantısı ve kusma bir hastalık ya da sorunun belirtileridir. Mide bulantısı ya da kusmaya neden olan asıl hastalığın belirlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir.

Mide bulantısı ve kusma belirtilerinin kontrolü hem rahatlık, hem de sıvı kaybının önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Sıvı kaybı, mide bulantısı ve kusmayı daha da kötüleştirebilir. Mide bulantısı ve kusmanın belirtilerinin önlenmesi için ilaç tedavileri mevcuttur.

Mide bulantısı ve kusma altta yatan başka bir hastalığın belirtileridir, hastalığın kendisi değil. Mide bulantısı midenin kendi kendini boşaltmak istemesi hissidir. Diğer yandan kusma ya da istifra midenin şiddetli bir biçimde boşalması anlamına gelir. “Öğürme” kavramı ise midede çıkarılacak hiçbir şey yokken, yalnızca temiz salgıların istifra edildiği bir episoddur.

Kusma, midenin kendisini ösopagusun (ağızla mideyi birbirine bağlayan boru, yemek borusu) alt kısmına doğru, içinde bulunan yiyecekleri ve salgıları çıkarmaya zorlayarak neredeyse alt üst olması durumudur.

Mide bulantısı ve kusmanın nedenleri

Mide bulantısı ve kusmanın birçok sebebi vardır. Bunlar arasında;

  • Akut gastrit (mide yangısı, mide astarının doğrudan iritasyonu ya da tahrişi)
  • Beyinden gelen sinyallerin mide bulantısı ve kusmaya neden olduğu merkezi sebepler
  • Mide sorunlarıyla ilgili olmayan diğer hastalıklar
  • Bağırsakların mekanik obstrüksiyonu bulunur.

Akut gastrit, mide bulantısı ve kusma

Akut gastritin nedeni genellikle mide astarını tahriş eden bir şeydir. Bu tür durumlara örnek olarak şunlar verilebilir:

Enfeksiyonlar

Sık görülen bir virüs ya da farklı bir enfeksiyon türü olsun, mide yanmasına neden olan şeyler genellikle enfeksiyonlardır. Mide bulantısı ve kusmayla ilişkilendirilen krampsı üst karın ağrıları da enfeksiyonlara eşlik edebilmektedir. Bunun yanı sıra enfeksiyonlarla birlikte ateş ve üşüme de görülebilir. Norovirüsler ve rotovirüs de sık görüle viral enfeksiyonlar arasında sayılmaktadır. Helikobakter ailesinden (H. Pylori gibi) bakterinin neden olduğu enfeksiyon da bulaşıcı ajan olabilmektedir.

Mide gribi (mide üşütmesi)

 Mide gribi (gastroenterit, mide-bağırsak iltihabı) viral bir enfeksiyona bağlı olarak kusma ve ishal aynı anda ortaya çıkar. Bu hastalık, belirtileri arasında ateş, üşüme, kas ağrısı ve öksürme de bulunan gribal enfeksiyonla karıştırılmamalıdır.

Yiyecek zehirlenmesi

Yiyecek zehirlenmesi büyük ölçüde kusmaya neden olabilir ve en sık görülen nedeni Staphylococcus aureus adı verilen bir bakterinin saldığı bir toksindir. Yiyecek zehirlenmesinin belirtileri zehirli ya da iyi hazırlanmamış bir yiyeceğin tüketilmesinden birkaç saat sonra ortaya çıkar. Yiyecek zehirlenmesinin diğer bakteriyel nedenleri arasında Salmonella, Kampilobakter, Şigella, Koli basili ve Listeriya sayılabilir.

Mideyi tahriş eden diğer nedenler

Alkol, sigara, aspirin ya da ibuprofen gibi steroit yapısında olmayan entienflamatuar ilaçlar mide astarını tahriş edebilir ve mide bulantısı ve kusmaya neden olabilirler.

Mide ülseri

Mide ülseri, mide astarının hafif bir tahrişinden midenin koruyucu astarında oluşan ve ülser adı verilen bir sorunun oluşmasına kadar değişiklik gösterebilmektedir.

Gastroözofageal reflü hastalığı (özofajit reflüsü)

Midedeki asitin yemek borusuna çıkması anlamına gelen bu hastalık da mide bulantısı ve kusmaya neden olabilmektedir.

Mide bulantısı ve kusmanın merkezi nedenleri

Baş ağrısı

Özellikle migren sık sık mide bulantısı ve kusmayla ilişkilendirilmektedir.

İç kulak

Hareket hastalığı (taşıt tutması), labirentit (iç kulak iltihabı), Benign pozisyonel vertigo ya da Meniere hastalığı (baş dönmesi), iç kulak sıvılarının mikrobiyotik oluşumlar ile aşırı miktarda artması veya aşırı miktarda azalması durumunda hastaya denge kaybı ve işitme güçlüğü yaşattıran bir çeşit hastalıktır.

Artan intrakranyal (kafa içi) basınç

Kafatası içindeki basıncı arttıran herhangi bir hastalık ya da yaralanma kusmaya neden olabilmektedir. Basıncı arttıran nedenler en önemlileri:

  • Travmaya bağlı beyinde şişlik (beyin içinde kanamayla birlikte görülür)
  • Enfeksiyon (menenjit ya da ensafalit [beyin iltihabı])
  • İyi ya da kötü huylu tümörler
  • Kan dolaşımındaki anormal elektrolit bileşmeler ve bununla ilgili olan su dengesizliği

Beyin sarsıntıları

Kafa yaralanması yaşayan hastalarında beyin rahatsızlığı belirtilerinin görülmesi için her zaman beyinde belirlenebilen bir kanama ya da şişkinlik olmayabilir. Bu beyin rahatsızlığı belirtileri arasında baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, görme duyusunda değişiklikler, kafa karışıklığı/şaşkınlık, odaklanmada zorluk, uyumada zorluk ve diğer semptomlar sayılabilmektedir.

Zehirli stimulus (uyaran)

Belli koku ve sesler beyinde ortaya çıkan merkez aracılı mide bulantısı ve kusmaya neden olabilmektedir. Bu kırılan bir kemiğin acısı ya da bir olayı izlemenin duygusal şoku olsun, vazovagal (nörokardiyojenik) olaylar önemli belirtilere neden olabilmektedir. Vazovagal episodda, vagus siniri (kalp atışı, nefes alma, kan basıncı gibi temel bazı vücut fonksiyonlarının kontrolünü sağlayan nirilerden biri olan onuncu kafa siniri ya da akciğer-mide siniri) aşırı derecede uyarılır ve bu da kalp atışlarının azalmasına ve kan damarlarının açılmasına neden olur. Bunun sonucu olarak beyne giden kan akışı yavaşlar ve senkopal (baygınlık) episodu olarak bilinen bayılmaya yol açar.

Hastalıkla bağlantılı mide bulantısı ve kusma

Diyabet (şeker hastalığı)

Şeker hastalığı olan insanlarda midenin düzgün bir şekilde boşaltım yapamadığı ve muhtemelen, hastalığın komplikasyonlarından biri olan genelleşmiş nöropatiye (vücuttaki sinirlerin beyinle uygun sinyal alış verişinin olmaması) bağlı olan gastroparezi nedeniyle mide bulantısı görülebilmektedir.

Ayrıca vücuttaki şeker ve insülin dengesi bozulduğundan şeker hastalarının kan şeker oranları düşük (hipoglisemi) ya da yüksek (hiperglisemi) olduğunda da mide bulantısı ve kusma görülebilmektedir.

Hastalıklar ya da rahatsızlıklar

Karın içi organlarıyla ilgili hastalıkların birçoğu mide bulantısı ve kusmaya neden olabilmektedir. Bu hastalıkların arasında hepatit, safra kesesi hastalığı, pankreas iltihabı, Crohn hastalığı, (böbrek taşı, böbrek yetmezliği ya da böbrek iltihabı gibi) böbrek hastalıkları gibi sindirim sistemi organları hastalıklar da sayılabilmektedir.

Başka bir hastalığın tipik olmayan bir belirtisi olarak mide bulantısı ve kusma

Bazı hastalıklar doğrudan mideyle ya da mide-bağırsak kanalıyla ilgili olmasa da mide bulantısı ve kusma belirtileri gösterebilirler.

Kalp krizi geçiren hastalarda, kriz özellikle vücudun iç ya da alt kısmını etkiliyorsa anjinin (boğaz yangısı) tipik olmayan bir belirtisi olarak mide bulantısı ve kusma görülebilmektedir.

Pnömoni (akciğer iltihabı, zatürre) ve bronşit (solunum borucukları iltihabı) gibi akciğer enfeksiyonları hastalık özellikle göğsü karından ayıran bölge olan diyaframın yakınındaysa mide bulantısı ve kusma belirtileriyle birlikte ortaya çıkabilmektedir.

Sepsis (kan zehirlenmesi), tüm kan dolaşımına yayılan ve çok büyük bir vücut enfeksiyonu olan sepsis de mide bulantısı ve kusmaya neden olabilmektedir.

Yeme bozuklukları

Bulimia (olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık) hastaları psikiyatrik rahatsızlıklarının bir parçası olarak bilinçli bir şekilde kendilerini kustururlar.

İlaçlar ve ilaç tedavilerinin neden olduğu mide bulantısı ve kusma

İlaç tedavilerinin yan etkileri

Birçok ilacın yan etkileri arasında mide rahatsızlıkları ve/veya mide bulantısı ve kusma bulunmaktadır. Kemoterapi için kullanılan kanser ilaçları genellikle çok kolay başa çıkılamayan mide bulantısı ve kusmalara neden olmaktadır. Stüpefiyan (narkotik, uyuşturucu) ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar, steroidler ve antibiyotiklerin hepsinin yan etkileri olarak mide bulantısı ve kusma sıralanmaktadır.

Mide bulantısı, kusma ve bağırsak tıkanması

Karın ağrısı ve şişkinlik, mide bulantısı ve kusma, gaz ya da dışkı çıkaramama gibi semptomlar bağırsak tıkanması yani kabızlığın belirtileridir. Olası birçok nedenden dolayı ince bağırsak tıkanır ve içindekilerin kanaldan geçmesine izin vermez. Bağırsak tıkanmasının en sık görülen nedenleri arasında adhezyon (tutunum) oluşan geçmiş ameliyatlar, fıtıklar, mide-bağırsak yolunun anormal bir şekilde bükülmesi (volvülüs, bağırsak düğümlenmesi), tümörler ve iltihaplı bağırsak hastalığı sayılabilir.

Hamilelikte mide bulantısı ve kusma (sabah bulantısı)

Hamilelikte kusma kan dolaşımındaki hormon değişiklikleri nedeniyle özellikle ilk üç aylık dönemde yaygın bir şekilde görülmektedir.

Bebeklerde kusma

Bebeklerin şiddetli bir şekilde kusması ve yalnızca yediklerini çıkarması arasında ayırım yapmak zor olabilir. Bebeğiniz siz onu besledikten çok kısa bir süre sonra yediklerini çıkarıyorsa bu herhangi bir hastalığın belirtisi olmayabilir.

Şiddetli kusma

İlk iki-üç ayda bebeğiniz siz onu besledikten sonra çok şiddetli bir biçimde kusuyorsa, bu pilor stenozun yani midenin ince bağırsaklara bağlandığı ilk kısım olan mide kapısındaki anormal darlık oluşmasının bir belirtisi olabilir. Teşhis genellikle aile geçmişi incelendikten sonra fiziksel muayeneyle yapılıp, ultrasonla teyit edilir. Tedavisi ameliyattır.

Acı/ağrıyla ilişkili mide bulantısı ve kusma

Bebeğiniz kontrol edilemeyecek biçimde ağlıyor ve dışkısında kan ya da kırmızılık varsa teşhis bir intususepsiyon (bağırsağın bir kısmının yakınındaki başka bir kısmı itmesi) olabilir. Bebeğinizin dışkısı henüz jöle kıvamında olabilir, ancak dışkısında kırmızılık ya da kan olması kesinlikle normal değildir. Bu yüzden teselli edilemeyen bebekler için derhal tıbbi yardıma başvurulması gerekmektedir.

Viral enfeksiyon

Bebeğinizde kusmayla birlikte ishal de varsa viral bir enfeksiyon söz konusu olabilir. Bunun dışında bebeğinizin kullandığınız bebek maması çeşidine karşı bir duyarlılığı söz konusu olabilir. Kusma episodları 24 saatten fazla sürerse, bebekler ve çocuklar büyük bir sıvı kaybı riski yaşarlar. Eğer sıvı kaybından şüphe ediyorsanız derhal tıbbi yardım almanız gerekir. Bebeklerde sıvı kaybı belirtileri arasında kuru ağız, koltuk altı ve kasıklarda terleme olmaması, çökmüş gözler, zayıf bir ağlama sesi ve kas elastikiyetinde azalma sayılabilir.

Mide bulantısı ve kusma için evinizdeki çareler

Mideyi dinlendirmek, ancak diğer yandan sıvı kaybı yaşamamak oldukça önemlidir. Hastalığın ilk 24 saatinde yalnızca sıvı tüketilmeli, daha sonrasında ise beslenme biçimi midenin rahatsız olmayacağı bir biçimde düzenlenmelidir.

Sıvı midenizi rahatlatacaktır. Temiz su, sporcu içecekleri, çorbalar, buzlu şekerler, sulu meyveler midenizi daha hissetmenizi sağlayacak ve sıvı kaybı yaşamamanızı sağlayacaktır. Midenizin gerilmesi mide bulantısını daha da kötüleştireceğinden tek seferde aşırı sıvı almamanız sizin yararınıza olacaktır. Ayrıca kusma episodları esnasında süt ve süt ürünlerinden uzak durmalısınız. Sütün sindirilmesini sağlayan enzim mide astarının hücrelerinde bulunur, bu yüzden kusma episodları esnasında mideniz süte oldukça duyarlı olacaktır. Ayrıca süt karın ağrısı, şişkinlik ve ishale neden olabilir. Kişi kendini daha iyi hissetmeye başladıkça alınan besinlere yenilerini ekleyebilirsiniz, ancak sağlık uzmanları hastaların daha çok muz, elma püresi, pilav ya da tost gibi daha tatsız ve kokusuz yiyeceklere yönelmelerini tavsiye etmektedirler.

Mide bulantısı ve kusma söz konusu olduğunda doktor ne zaman aranmalı?

Belirtiler 24 saatten fazla sürüyorsa, teşhis belirsizse, aşırı sıvı kaybından şüphe ediliyorsa ya da hastayı daha da hassas duruma sokan bir hastalık söz konusuysa, tıbbi yardım derhal aranmalıdır. Ayrıca mide bulantısı ve kusma, ateş, ağrı, ağızdan kan gelmesi ya da dışkıda kan izlerinin bulunması gibi durumlarla birlikte görülüyorsa zaman kaybetmeden doktorunuzu aramanız gerekir.

 

Kusma bir hastalığın belirtisidir; eğer bu belirti 24-48 saat sürüyorsa bir doktora danışmanızda fayda var demektir.